2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
938
Okunma
Tohum olup ekilmişim tarlalara
Boy vermiş başak olmuşum
Tırpanlara gelmişim ey sevgili
Irgat ellikleri arasında deste olmuşum
Al yazmalı emekçilerin terleri süzülmüş üzerime
Tuzlarında yanıp kavrulmuşum
Deste, deste harman yerlerine toparlanmışım
Çakmak taşları bilenmiş ey sevgili
Doru kısraklar düvenlere koşulmuş
Şaklamış kırbaçlar gökyüzünde
Ağustos sıcağı düşmüş yeryüzüne
Sap olmuşum saman olmuşum
Nasırlı eller kürümüş ey sevgili
Nodalınmışım poyraz yellerine
Gece çökmüş üzerime, serinlik vurmuş yüzüme
Yanık sesler türküler söylemiş üstüme
Yabalar kucaklamış gökyüzüne
Danelerde bir yana, samanlarda bir yana
Savrulmuşum
Hararlar getirilmiş ey sevgili
Serin sular serpilmiş üzerime
Develer dizilmiş yol üstüne
Çanlar takılmış boyunlara
Bilinmezlik kervanına yol olmuşum
Adım, adım ilerlerken kervanlarım
Tarlalarda anızlarım yakılmış döşümün üzerinde
Yanık sevda kokuları kaplamış hayallerimi
Her ayrılık sis olmuş çökmüş geren topraklarına
Dilim susmuş gözlerim kurumuş
Ey sevgili ben suskunum sevdalara
Bir daha bakamadım,
Gönül diyarımdan kalkan kervanlara
Oyalı mendiller sunamadım
Sevda uğruna ağlayanlara
Kaldır başını nemli gözlerinle bir bak
Boz bulutlar çökmüş gökyüzüne
Nedense ağlamıyorlar artık yeryüzüne
Nurettin Aksoylu
5.0
100% (2)