6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1887
Okunma

Kulak ardına sığmaz olmuş gözlüğün yelkovanı
Duymayan gözlerin kulaklarına pas atmış!
Bir takvim yaprağı gibi buruş buruş
Derileri çizgilerden kıdemlenmiş göz altların
Hadi gör artık!
Sevdamız artık asude masallara tedavül
Anılarımızsa çok eskiden kalmış bir demlik çay!
Kaç gece gündüz arası terlere şahitken sırtımdaki fanilam
Suyu tükenmiş bak irislerin
Hadi şimdi onları kaderin gebeliğine bırak
Demem o ki;
Hiçbir su, hayat veremez bu toprağa artık
Kırıklara havale tüm canlarım
Elvedaları çıkart artık tozlu sandıklardan
Duvak rengi gıyabi bir mendil kucaklasın!
/...Düş körü olmak mı zor
Görmemekte ısrar mı?.../
Bu kadar kurumuşken yokluk vahasında sızılar
Sakın kandırma kendini
Bak sadece iki kirpik arasına astığın düşler ıslak
Kabul et artık
Sadece uyanmasız kabuslar kadar etkili
Sünnetçi korkusu gidişler
Bandırası yel vuran suskular
Uyandığında yine başın tek başına!
Sen ve şiddetinden titrediğin hıçkırıklar...
Artık sensizlik sahurlarım kadar sevaba yakınsın
İmsak zamanı dumanlarım kadar sessiz ve yıkıcı
Çan sesleri ıradıkça büyür dalgalar
Anlamak kavgalı olduğunda dağılır aksi sedalar
Zaman geldi
Hadi artık toparlan...
Bir şiirin ilk dizesi gibi manasız yatırıyorum ilk akşamdan, gamları
Mademli sanrılar çadırında
Haroşa selamlıyorum matemli mayhoş sabahları
Evet hatırladım
Yenilgiyi de alkışlamalı demiştik değil mi en başından
Filhakika, hali vakti yerinde sevdalar deriyorum rüyalardan o zaman
Hem, kaybın yalancı şeceresi dolmuyor desem inanma ruhuma
Duy işte, bir zilhicce vakti dünyama düşen kar
Bir çapulsuz bedeviden kalmadı artık farkım
Ama, ne yazmışsam ne demişsem helaldir ve de hakkın
Ve artık dürüstçe kabullenmek lazım
Bu sevda artık uzaklara daha yakın...
Toprağınsesi
.
5.0
100% (8)