8
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1796
Okunma

İstanbul’da gölgeler ansızın kayboldu
ortalıkta çıt bile çıkmıyor.................
Kız Kulesi;
şehre kavuran hicran ateşini imgelemekte...............
özlem,
hicrana ait siyahı kucaklamakta
zaman denilen saat diliminde
düş penceresine aralandı
gelincik bahçelerin ışıkları açılıyor................
zifiri karanlık;
ele alınacak kadar yoğun......................
Haydarpaşa;
sensizliğin ne tür bir çığlığa biat ettiğini duyabiliyordu...................
Mâşuk gür sesiyle
’gel artık,hadi vefalı ’ diye fısıldadı
ruhum;
sesini işittiğine emindi
burak olup uçup
yanına gittim
gelincik tarlarında kelebeklerin peşinden koşarken
birden durup bakmıştı yüzüme mâşuk
elimi ;
mâşuğa doğru uzatmak
onu dokunmak istedim.
yapamadım.
cesaret edemedim....................
gözlerinin gece karası rengini seviyordum
yanaklarındaki minik benekleri ,
dudağındaki tarfsiz tebessüme aşinaydım......................
’hadi ’dedi.
’kelebekleri bekletme’.
gelincik tarlarında
birden gökyüzü uçsuz bucaksız mavilği belirleniverdi
geride,
çok geride kaldı,
kasvetli hicran.
gelincik tarlarında dans eden kelebekler geldi
gözümün önüne
maviliğin içinde akşamın kızıllığı dalgalanıyor
rüzgârla yarışırken kanatları.
Mâşuk
neşeli bir şarkı mırıldanmaya başladı.
kelebekler minicik kanatları çırpmaya başlarken
düşlerin koynunda
bir cennet aralanıyordu
kelebeklere koşup,
seyitirken
bedenim;
yakıcı Şems’i tanıdı.
dansın temposu yavaşladı.
bakışlar tekrar tazelendi
tanrım,ne kadar da masum.
onu görünce hüzünlenen bakışlarımı
kirpikleriyle örtbas etmekte
kararlıydım.
özlem yanığı gözbebeklerinin
içinde
kendimi görmek istiyorum.
tam arkasına dönüp
kelebeklerim peşine düşmeye hazırlanırken
fısıltı bir tonla
’dur gitme’dedim.
gelincik tarlaların arasında durdu.
dönüp bana baktı.
gözlerimdeki hüzün yerine merak ablukaya aldı.
Mâşuk titreyen sesiyle
’gitme vakti geldi vefalım’dedi.......................
gecenin soğuk ve ıssız saatlerinde
ruhum;
pencerenin pervazına damlayan
yağmur damlalarıyla irkildi.
27/01/2011
gordion
5.0
100% (4)