14
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2506
Okunma

ilkokul yıllarında durmadan yere düşürdüğünüz kurşun kalem gibi çocukluğum
dışım sapasağlam içi paramparça...
tırnak aralarında ünlemler biriktiren adamlar ağlattılar bulutları
sakalları kirli ve tozlu
kirpikleri ağarmış çatlak dudaklarındaki sevdanın
sürmenaj zihinlerinde lades senetleri
bir sigara içimlik zaman için vermişler sözleri
ellerinde kelebek kırıkları
çarpık kentleşmelerde kara kedileri peydah ettiler
şehrin kadınlarına baktılar ceplerinde fazla biletler
yeminli şairlere öykündüler
doğaçlama değil ezberdi bakışları
diz üstü çoraplarına lastik takan ihtiyar nineye benzerdi halleri
televizyonu asla kabullenemediler
boyunları rutubetliydi ve dişsiz ağızlarıyla küfrettiler
iyi geceler öpücüğüne barut döktüler çingene tenleriyle
penceresi serçe dövmeli çocuk masallara inanmayı bıraktı
yeni boyanmış duvarın dibinde uykusuz
gece gâzeli okudular minareden
turnusol yüzleri ve asit düeti
kırmızı yalanlarına kendileri de güldüler
trenleri limanlara sürdüler gemileri garlara
balık parfümleri ve ozon tabakası cinayeti
parmak izleri bulaşıyor gaz lambalarına
paslı simitler atıyorlar iskeleden turnâlara
boş şişeler kırılır masalarında
yamalı şiirler okurlar kurşun kalemleri kulaklarında
terli ve ıslak kağıtları
penceresi serçe dövmeli çocuk
masallara inanmayı bıraktı...
5.0
100% (20)