Bu cumhuriyeti büyük zorluklarla kurdun.
Gençliğe hitabında Cumhuriyeti korumalarını buyurdun.
Yurduna sevdalıydın,baş önderiydin aydınlanmanın.
Siroza yenik düştün,genç ayrıldın aramızdan.

Sinir zafiyetine düşürdü verilen ilaçlar.
Hastalanmana sevindi kapattığın inançlar.
İş işten geçti sarardın soldun eridin.
"Beni Türk hekimlerine emanet edin"dedin.

17 Nisan 1940’ta yoktun aramızda.
Cumhuriyeti koruyacak gençlik karar aldı;
Köy Enstitülerini kurdu 1940 ’ın 17 Nisanında.
Aydınlanmayı başlattık yurdun her yanında.

Köy Enstitülü öğretmenler 17300 kadardı başlangıçta.
Sonra binlerce çoğaldık yurdun her yanında.
Çağ dışı yobazların iftiraları,baskıları yıldıramadı bizleri.
Üniversitede prof.,orduda subay,okulda öğretmen,
İş başında mühendis,hastanede doktor,hemşire,
Tarlada ,fabrikada üreten işçi,
Mecliste siyasetçi,
Gerçekleri yazan gazeteci,romancı,öykücü,
Sahnede güldüren,düşündüren,söyleten sanatçı olduk
Her yaşta..
Binlerce çoğaldık.
Devrimlerine,ilkelerine gönülden bağlıyız.
Köy Enstitülerini alın teriyle kurduk.
Kız- erkek,yoksulluktan gelen köy kardelenleriyiz.
Köy Enstitülülere iftiralar atıldı,baskılar yapıldı.
1950’li yıllarda Köy Enstitüleri kara kafalılarca kapatıldı.
Aydınlanmacı,üretken yurttaşlık bilincimizi,
Yurdumuza, al bayrağımıza,Türkçe dilimize olan sevgimizi,
Köklü tarihimizin yüce değerlerine olan bağlılığımızı,
Köreltemediler.
Dünyada başka örneği yoktu Köy Enstitüsü uygulamasının.
Düşün önderinin kim olduğunu birkez daha hatırlatalım ,
Köy Enstitülerinden söz etmeyen aymazlara.
Düşün önderi Atatürk’tür.
Onların;
Gözleri görmez.Kulakları duymaz.
Akılları tutukludur.
Köy Enstitüsü ruhunun özünde Atatürk düşünü vardır.
Onun bütüncül tanımı ATATÜRKÇÜLÜKTÜR.

Nazmi ÖREN