4
Yorum
5
Beğeni
4,9
Puan
1176
Okunma

içimde saklı duran bulut
asırlardır kuruyan
nar bahçesinde iki çeşme
yağmur ve tohum
aşkı gözleyerek ölsün
dudaklarımın
biricik namesi İstanbul
bir süre daha uzak dursun
ben yalnızca seninim
senin içinde benim
yola düşen saklasın
dilinden kırlangıç tokadını
gözyaşından yaptırsın
öpücük tespihlerini
naz edin ki Tanrı affetsin
siz gökyüzünü bilenleri
ancak bilirsiniz
benim içimde ise kırk gün
kırk gece ölümsüz
sürüngenler var
kandırıyor ellerimi
üşüyen avlu
kaldırıyorum beraber
göçer kuşlarını
ağlıyorum hem nasıl
vatansız mıyım neyim
hem asıl tarumar
bir bekçi köpeğinin gözleri
nasıl bakar aya ulumadan
makamsız gecelerde
biliyorum sanıyorsun
aslı yok bilmenin
ömrüne ipotek koymuş
kelimelerden geç
hayali unut gözlerime bak
5.0
92% (11)
4.0
8% (1)