İnsan en Güzel Umuda Dair Güleryeşile çalarken despot dünyanın iyeliği hırkasız bir istila düşer kibirsiz avuçların çizgilerine basit bir terennüm bozması sayılsa yine de her yanından sarmıştır gidecek yeri yok yalnızlık şah demiştir son kere özlem sevdiceğine öksüzce ardışık sayılar gibi artarak vurur günler farkındasız bir sevdanın külleri düşerken üzerine değmeyin yakar! replikleri hala zihinlerde uçuşur yanmaktan nasiplisindir de doludizgin umudun ipleri sığmaz ellerine bir ucunu boşluğa sallanmışsındır hayli bezgin ama yine de var gücünle çekersin hani aleacele hafif tereddüt konmuş bir sevinçtir belkilere yaslı hani en güzel umuda dair güler insan değil mi bu kez boş gelmeyecek gelmemeli... ama... hangi kelime doldurur ki; o üç noktadan sonraki boş repliği... biraz inat, biraz da verirsin haklılıklara bu kadar üst üste konarsa hata dünya kurulu bir düzen, insan da makinedir aklınca tüm pusulalar kuzeyi tanır oysa tüm makineler de verilen görevi insansın işte fişin çekilene kadar! ama... insansan ve sevilerse bahsi mevzu bir tarafından değer mutlaka teşbihte de hata olur olgusu! bir eziklik türküsü ya da bir filozof repliği kaldırır düştüğün yerden öyle ya; insan kendinden başka her şeye yabancıdır doğrusu... hiç farketmezsin rüzgârın konuştuğu anlarda damlar hüzün gökyüzünden neredeyse tüm zaman mavidir ama hiç farkedilmez hani ayrılık öldürmez aslında ayıltır derler! işte gözlerinin beyazı o rengi soluduğunda akılda kalan üzerine değen ve bir daha hiç çıkmaz gri bir lekedir suni teneffüs bile fayda etmez işte bazen çünkü bazen teneffüs zilleri hiç duyulmaz ya da çok uzundur beklenildiğinden... ayrılığa dair tümceler sayıklar durur dilinin tükürük boşluğunda bir devinimsiz yürüyüştür işte o zaman beyninden ruhuna tek sıra kırılmıştır yine kuvvetinin gücüne dayanak bastonu zaman geriye dönebilse geriye yaşamak mümkün olsa bir kere ama... hüzün boşluğuna göğüsten süzülür grimsi gamlar ucunda değdiği yeri yırtan kanatan çiviler gömülüdür ayrılık da bir gri sağanaktır bir ömür hiç farkında olmazsın renkli hikayelerin ama nedense düşler çamura bulaştıkça zihin problemleri çözülür öyle ya güneşten kurtulursa, renkli gözlükler kırılırsa umudun camları, hesapsız dünya siyah beyaza bürünür ve gri görünür... mesela fırtına gibi... iyi bir ihtimalle on yılda bir kere görülür kalıcı izler bırakanlar daha iyi hatırlanır ya daima insan da kötü anları daha iyi hatırlar mutluysan iyiysen bu sendendir kuşkusuz bıçak hani sen istemediğin zaman kestiğinde kötüdür! ’’hani devlerin aşkı büyük’’ büyük dağın kışı da en büyüktür işte; ayrılık bir kere yağar göğsüne, ama seli önüne çıkanı götürür... dedim ya; insan en güzel umuda dair güler o umut sönerse her rengi gri görür... ToprağınSesi . |
Hayata ve insana dair tesbitler...
Ah bir de adam olsak değil mi mirim.
Tebrikler ederim, tam Akdeniz tadındaydı.