3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2876
Okunma
Olay gerçektir. Çer lakaplı Mustafa Sarı 2002 yılında vefat etti. İsmi bizde mahfuz genç ise halen hayattadır ve Erdemli’nin Yeniyurt köyünde yaşamaktadır.
Adı Mustafa Sarı, “Çer”dir şanlı lakabı;
Ezber bozan bir zattı, dile destan hitabı…
Veyselli’de muhtarmış, yetmişlerin başında;
Tanıdık bir genç gelmiş, yirmi otuz yaşında...
“Bana yüz lira borç ver, on gün sonra öderim;
Acil para gerekli, hastalandı pederim! ”
Deyince Çer uzatmış, tereddütsüz parayı;
Aradan aylar geçmiş, genç soğutmuş arayı!
O günün şartlarında, iyi paraymış hani;
Yaklaşık on yevmiye civarındaymış yani…
Beş ay sonra rastlamış, Çer Emmi borçlu gence;
“Paramı verecektin, hani birkaç ay önce? ”
Genç boynunu bükerek, titreterek sesini;
Mahçup tavır takınıp, tutarak nefesini;
Demiş ki Çer Emmi’ye; “Ne işim var ne param;
Babamdan alamadım, onunla da yok aram! ”
“Birkaç gün müsade et; belki bir iş bulurum;
Borcumu ödemekten ben de mutlu olurum! ”
Çer uyanık bir adam, onca memleket gezmiş;
Bu gencin ahvalinde, sanki hınzırlık sezmiş!
On saniye düşünmüş, yudumlarken çayını;
Yeni yetme birine yedirsin mi payını?
Çer gence doğru dönmüş; “ buldum sana iş” demiş;
“Eğer kabul edersen, imkânlar müthiş” demiş!
“On yevmiyelik ücret, beş yevmiye uğraşla;
Bu fırsat ele geçmez, bence sen hemen başla! ”
“Yüz liralık borcuna sayarım emeğini;
Üstelik de, üç öğün, veririm yemeğini! ”
Anlaşmışlar sonunda, işe karar vermişler;
Çer önde, genç arkada, bir avluya girmişler.
Çer işaret ederek, kırk kiloluk bir taşı;
“Bunu sırtına al da, diğer köşeye taşı! ”
“Sonra da o taraftan, bu köşeye taşırsın;
Mütemadiyen sürer, hedefe ulaşırsın! ”
Genç iki kez taşımış, hiç olacak iş değil;
Taş ağır, hava sıcak, bu gidiş, gidiş değil!
Çer kapıda beklerken, genç çitten gedik açmış;
Taşı bırakmış yere, gizlice eve kaçmış!
Genç bakmış kurtuluş yok; “yaşadığım ne! ” demiş;
Birkaç saat geçmeden, yüz lirayı ödemiş!
HALİL GÜLŞEN