6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2709
Okunma

"Çer" lakaplı Mustafa Sarı 2002’de vefat etti. Karısı Döndü Nine halen sağdır. Şiire konu olan "Taş Ahmet" lakaplı kişi ise halen hayatta olup Kıbrıs’ta mukimdir.
Namına “Çer” derlerdi, gerçek adı Mustafa;
Muhtarlık filan yapmış, köyünde birkaç defa…
Mıdıklı şapkasıyla tanır onu Erdemli;
Mesleği değirmenci, bak burası önemli;
Bin dokuz yüz kırklarda; kıtlık çarkı dönerken;
Milletin yoksulluktan ocakları sönerken;
Bizim Çer zengin olmuş değirmen sayesinde;
Ve baş köşeyi kapmış, itibar payesinde!
Boyu ufak olsa da, “ağa” diye anılmış;
Veyselli’de “Karun’un halifesi” sanılmış!
Yaşı ilerledikçe, zamandan almış payı;
Nihayet altmışlara akarken Lemas Çayı;
Büyük oğlu Taş Ahmet, on altısına gelmiş;
Millet kıtlıktan çıkmış, artık ülke düzelmiş…
Bol paça ve uzun saç, moda olup yayılmış,
Akıma uyan gençler, güya “entel” sayılmış!
Çer’in oğlu Taş Ahmet, uzatmış saçlarını;
Beygir yelesi gibi, boyatmış uçlarını…
Çer amcamız duruma, cidden gıcık olurmuş;
Erkekteki zülüfü, “efemine” bulurmuş!
Birkaç defa oğluna “saçını kestir” demiş;
“Uzun saç ve bol paça, köyde abestir” demiş!
Ahmet moda tutkunu, aldırmamış bu lafa;
“Babam beni anlamaz, n’olacak, eski kafa!”
“Döndü Teyze” derlerdi Çer Emmi’nin eşine;
Zavallı karışmazmış erkeklerin işine…
Aradan günler geçmiş, saçını kestirmez Taş;
Herkesin saçı uzun, böyle olmaz arkadaş!
Elinde usturayla Çer adeta kudurmuş;
Karısının saçını derhal sıfıra vurmuş!
Fazla zaman geçmeden, köylüye haber gelmiş,
Kadınlardan muhalif homurtular yükselmiş!
Çer köylüyü toplamış, Veyselli meydanına,
İhtiyar heyetini çağırarak yanına;
Demiş ki, “Arkadaşlar, beni dinleyin tek tek;
Anlaşılmaz olmuştu evimde kadın, erkek!”
“Kadının saçı uzun, erkeğin kısa olur;
Sorunu çözemezsem, içime tasa olur!”
Karizması bitmeden namusumun, arımın;
Kazıdım ki saçını, farkı olsun karımın!”
Taş yuvarlanıp bulmuş gedikteki yerini;
Ata gücü yetmeyen pataklar semerini!
HALİL GÜLŞEN
*mıdık: Şapka siperi, sivri uç. (Yöresel)
Fotoğraf: Erdemli Lemas Vadisi (Halil GÜLŞEN)