7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1311
Okunma
taşı kırdım yem ettim
sıvırcığı döktüm suya
heyacanın çehresi
koğuş kapısında
dışardan selam verdim
müjde verdi peykeri
dörtnala geçti kısrak
ezdi beyaz bulutları
şen duayenler tırmandı
yağmur bakışlı akrep
sallandıkça sallandı
hüzzam çıktı burnundan
aldı götürdü beni
lacivete gömdüler
yediğim çörek benim
boz bulanık çekirge
yuvada karanlıklar
elele tutuştu
sivrisinek vızladı
gıpta ettim ya horoz şekerine
yosun gibi hışırtısı
ayrık otuna döndü
benim yaren peyzajım
ıslak güneş mateme büründü
nankör çıktı çingene
el attım
şeytan tüyünü döktü
zıpladı çemberimden
dolandı boynuma
buruk bir tat bıraktı
sorma!
Elif’i unuttum
Melahat Temur
5.0
100% (6)