şer kralının ağzından
zehir zıkkım bir teminat
gümbür gümbür boşalır
kurtulacaksın!
ve düşer
ansızlığa teslim olan aklın üstüne…


mis kokulu intihar pompalanmışken ciğerlere
ardında soluk kesen görüntünün
dişlere dil parçalatacağı
ölüme lânet nidalarını en uygun makamda
söyletir olacağı kestirelemez
kışkıran beden titretmez elleri namluyu okşarken
‘ani cesaret semptomları’ diye geçer
tıpçı kitaplarında ki
aslen hiç okunmamıştır…


hayat çeşmesi kolay kesmez suyunu
bir kurşunla da öldürülemez acı...


ikinciye uzanmıştı ki
dedi;
anne kapama ellerinle ölüme ansızlık kala
gözlerimin güzergâhını
vaktim azdan da az
dedi;
milyonlarca adı ‘ben’ olan ‘biz’ olan sebebin varken mi?
haydi tutun yüreğime kanatlanalım yeniden yaşama…


tökezler plânlanmamış plân
iki santimle...


saplanan soğuk demir
yeni günün güneşlerince kaçırılır
canevi donacakken ısınır dudaklar
sıcak sözler sesini yükseltir
kral yenik!



ilâhi kendini bir şey sandıran yaratık
bir gıdımlık haşmetinle dağ mı yıkacaktın…

Ebru Alikoğlu

Kalimeram’a sonsuz teşekkür ve sevgilerimle