unutma
sinsidir ve acımasız...

hep bir kurşun atımı mesafeden vurur aşk
bazen
tanrı sevabı kadar yakındır
bazen şeytanı imana getirmek kadar zor...

çoklu umutlara alınmış bir bilettir
her yöne tarifeli bir yolculuk
daha kimsenin ayak basmadığı bir ada!


büyük ikramiye;
her kabulle milyonda bir ihtimal vurur

aşka amortisi bile olmayan kumardır derler
yalandır ;
o her elini uzatana mutlaka vurur...!


ele geçerse büyük ikramiyeden çok sevindirir
ama kumardır neticede
ve bir milyon ada da maalesef yoktur!

işte ondan olmalı ki;
hep beklenildiği halde o kadar da korkutur!





aşk iki yol sunar adama...

birinde
mavisi çalınmış bir denizkızı serabı çalar gözlere
bu Karaman’ın koyunudur
kuzusu çok sevimlidir
ama büyükleri boynuzludur!

diğeri usturmaçaya emanet
kapalı gözlerle tam yol pruva
ki ; ihtimal bir sakallı bekler elinde pamukla!


mil çeker gözlere
kalıcı körlük kondurur
öküzgözüyle oyun gibidir çarpar!
cemre gibidir,düştüğü görülmez sadece duyulur!




bir kere düştü mü yüreğe kandili
artık bilirsin ki
bu ateş ne oflamayla
ne de üflemeyle söner
mayın tarlasında aşık atılmaz adamı öldürür!


bir kademe sonrası
sırra kadem isyanlara gebedir
nedendir bilinmez
her şey sebeptir çatmaya birisine
şişelerin içindedir hep terk eden!
sanki,alkol kullanmayanlar tüm aşkların sahibi!
terkedildin ya sende
işte yazıldı fendin ayrılıklar ülkesine...


yenilmek her zaman kötüdür
yenildiğini kabullenmek daha da zor
hele aşkta
o ihtimalin, ihtimalsizliğe en zor bölümüdür
ama adı üstünde
hayattaki en çekici ve en saçma oyundur...


an olur;
dünyaları kondurur avucuna bir tebessümle
rengarenk kelebeğe döndürür

an olur eteklik giydirir adama
Şeb_i Arus döndürür...







ToprağınSesi