2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2162
Okunma

Kış Başlarken...
Geçim yükünün omuzlarını düşürdüğü adam ağır adımlarla evine doğru ilerlerken yağmur suyunun oluşturduğu küçük su birikintisine farkına varmadan bastığında ayağının altında ıslaklık hissetti. Kaç sene önce aldığını unuttuğu ayakkabıları görünüşte bu yılı da idare edecek vaziyetteydi. Soğuklar başladığında onları güzelce boyayıp sevinerek giymişti. Fakat şimdi bu ayakkabıyla kışı geçirme hayalleri suya düşmüştü. Son bir çare olarak ayakkabı tamircisine gidip bir çözüm arayacaktı. Bu olaydan sonra kafasına bir soru işareti takıldı ya eşi, kızı, oğlu aynı durumu yaşıyorsa! Bu yıl kimse ayakkabı talebinde bulunmamıştı. Eve gittiğimde tüm ailenin ayakkabılarını kontrol etmeliyim diye düşündü. Bu yıl biraz daha daralan geçimlerinin farkında olan ailesi ayakkabıları yıpranmış olsada ketum davranmış olabilirlerdi. Alın terinden, üretimden türlü yollarla çalınan geçimlik birilerine lüks yaşam ve rant olarak aktarılırken hangi sabrın kendisini tuttuğunu da tam anlayabilmiş değildi.
O akşam eve geldiğinde kapıya vurmadan önce sessizce aile fertlerinin ayakkabılarını kontrol etti. Göz yaşları ayakabıları ıslatırken o ailesinin ona hissettirmeden yıpranmış ayakkabılarla nasıl da idare ettiklerini düşündü. Eşini anlayabiliyordu nice yıllar varlıkta ve yoklukta birbirlerine destek olmuşlardı. Fakat çocuklar; bunlar nasıl çocuk ki istemeden, ses çıkarmadan durabilmişlerdi. Hani eski zamanda olsa zaten en iyi ayakkabı kara lastik olduğundan özenme diye bir problem yoktu; fakat şimdi bir çok kişinin dolabında yıpranmadan bekleyen ayakkabılar varken, kişiler elbisesine göre ayakkabı giyerken hangi terbiye bu biricik yavrucakları bu şekilde sessiz tutabilmişti. Göz yaşları biraz daha çoğaldı, neredeyse içine gömdüğü hıçkırıkları her yerden duyulacak ve bütün sır ortaya dökülecekti.
Sadece dudaklarında bir mırıltı işitildi. Elhamdulillah.
Hüseyin Savaş
Bu blogda my.opera.com/fenomen1/blog/?startidx=5 yer alan hikaye için yazılmış bir yorumdu.
Bir çift ayakkabıydık
Biri sağ biri sol.
Hep aynı yolda gidip gelen
Aynı apartman önünde
Aynı eşiği geçen
Bir çift ayakkabıydık.
Birimiz aşağı mahalleye gider
Ama ayağı hiç yere değmezdi.
Bir çift ayakkabı ama
Biz hiç eskimezdik.
Ne taşa, toza değer
Ne çamur, ne su
Varsıl bir çift ayakkabıydı o.
Her zaman kapıda
Kendisini bekleyen
Çekingen korkak
Başı önde beklerdi
Hizmet için bir başka
Bir çift ayakkabı.
İşte bu iki çift ayrı evlere giderler
Eski ve yorgun boyası dökük çift
Basar zile ve kapıdan
Gülen bir çift terlik çıkar ki
Ayakkabının tüm bağları çözülür birden.
Diğer ayakkabı
Kale gibi bir girişten
Gestapo kılıklı soğuk
Sırtında güvenlik yazılı
Küçük kulübeden geçer.
Durmadan
Duraksamadan
Büyük bir gökdelenin en tepesine çıkar.
Kapıda hizmetçi
Islak elleriyle karşılar
Parlak ayakkabı buz gibi eve
Mermere vurarak kendini
Sert bir adımla girer.
İlk çiftimiz serilmiştir sıcak evin
Kapısının yanına
Şenşakrak kahkahalar duyulur.
Lüks kaldırımlar ayakkabısı
Koskoca dolapta soğuk, yalnız
Kendinden habersiz,
Derin bir ah çeker ki:
Taşıdığı insana, hem kendine acır
Aslı astarı bir çift ayakkabıdır.
(Kasım 2010 İstanbul)