Sende aşk uyuyorsa öyle bensiz
Bende aşk çalkanıyorsa böyle sessiz
Talih alay ediyorsa sırıta sırıta
Düpedüz hâlimizden hoşnutsak
O halde ikimizde suçsuz ve temiz…




Gündüz saklambaç, gece körebe oynuyorsak
Al satarım, bal satarım sözleriyle oyalanıyorsak
Kovalamaca dan yorulmaksızın balonlara koşuyorsak
İkimizde masum çocuklarız…



Artık aşk en yangın yerimizde kutsanmıyorsa
Fakir duygular söze dökülmüyorsa
Kısırdöngü düğüme dilekler üflüyorsak
İnanç kaybına ramak kaldıysa
İkimizde günahkâr yetişkinleriz..

　



Eylem ile söylem tezat oluşturuyorsa
Mizacımıza yerleşen ezgilere itibar etmiyorsak
Bilumum hayalleri gökyüzünde kaybettiysek
Üstelik gaip hislerden utanç duymuyorsak
İkimizde yenik savaşçılarız…



　
Şayet;
Yirmi dokuz harften bir lisan bulamıyorsak konuşmaya
Yirmi dört saatten ufacık zaman çalamıyorsak sevdaya
Bir ileri bir geri derken, olduğumuz yerde sayıyorsak
Takvimler hızla savrulurken, bugünü yarına erteliyorsak
Geri sayım tuşuna basmış âşıklarız!


　
　

Diyelim ki; bunlar komple varsayım

Pekâlâ, yarım ağız duruşumuzdan neden caymıyoruz?

Hâlen neyi bekliyoruz tutunmak için neyi…


　



　
Nazlı Tolun