8
Yorum
3
Beğeni
4,7
Puan
3034
Okunma

Öylesine uzardı ki kollarım gökyüzüne
Yıldızlarda yanar ellerim,
Ay kesilirdi parmaklarımda
Yakarışım uzun dualara slogan kalırdı..
Belki de sen o zamanlar
Mor bir krizantem çiçeği idin
Ya da
Okyanus kenarında dalgaları kucaklayan
Yeşile çalan kum tanesiydin..
Nerden bilecektin
Âfakım derin sularda yaralı bir sandalın,
Batmaya sonlu eceli olduğunu..
Bıçkın bir deniz rüzgarı ile doldun göğsüme
Beklenmeyen bir zamanın adı
Sende gizliymiş meğer..
Dünden çözerek basireti
Yarına büyüyen murat kaldın talihime..
Korkulu bir sevda ile kallavi
Siyah’ın zülmünde
Gri’nin tehdidinde
Anladım ki
Sen yeşilsin
Ben mavi..
Geç gelen o fırtınadan mı yorgunum böyle
Yoksa gözlerinden çakan şimşeğin
Yarası mı ağır geliyor..
Acıkan çocukların yutkunduğu
Alaca yanlızlığına iç çekerek
Saadetini sürüyorum elime yüzüme..
Nazenin bir çoban yıldızı kadar vâkur
Uykusuz gecelerime beste düşen,
Nisan’ın
Kelebek yağmurları gibi
Yeşil baharlar da dalga dalga
Her yanımda efsunlu kanat sesleri
Ne kadar çoğalıyorsam dilinde
O kadar fırlat beni ikrarında
Kızıl körfez dudaklarından..
Aşılmaz dağlar gibi engin çoğrafyalara yaydım kendimi
Harmanla gönlünün kıyısında köşesinde ki ben’i
Savur bana doğru
Geç kalan hürriyetimi..
Faruk Civelek
5.0
86% (12)
4.0
7% (1)
2.0
7% (1)