7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1532
Okunma

farkındayım
farzımahal düşünlere yok yazılırken soluğum
aslında korkuyorum, kaçıyor
mutluluk kelimelerden öte değilmiş gibi
hayat kıvancım eksik biliyorum
yaşama, bıçağı alınmış kasap gibi bakıyorum
hayattan korkan çok uyurmuş ya
işte açık gözlerle kendimi uyutuyorum
önümde çoktan seçmeli bir gelecek
binlerce odalı bir düş değil benim istediğim
yarına açılan o tek odalı huzurun kapısını arıyorum...
şahlanıyorum arada
şimşekler çakıyor alnımda doludizgin
arada susuyorum ki; poyraza karşı izmir!
kısmete yürüyen gelinler biniyor arada sırtıma
beyazı gözümü alıyor almasına da
ben hiç kararmasın istiyorum ama...
duyabiliyor musun?
susarken konuşuyorum aslında
zor zamanlar korkutuyor beni
kor alevler söner belki bir gün
belki ay ışığına mahkum olur kınalı yapıncak...
üşüyecek belki, yorulacak
gittikçe uzaklaşır ya her başlangıç!
kolay değil farkındayım
zor hatta
hiç bir çekincesi olmadan rest çekmek hayata
vurgun yemiş dalgıç gibi
küsmeden yeniden sarılmak maviye,yarınlara
kazıdığın gönül ağacında kayboldukça adın
işte;
yerinde çetin ceviz
yerinde nar gibi çoğalmak
ama her şartta
yarının çorbasına yine gülerek bayat ekmek doğramak
elbiseler yıpransa da
ne düşler
ne de sevgi hiç ama hiç azalmayacak...
mesela;
bir soda denizi kadar uçucu hırslar
hep öpüp okşayacak değil ya alnından kayayı
arada ısıracak hatta dövecek de kıyısını dalgalar
eh arada sinekler de girecek içeri elbet
ama;
işte ufakları görmeden büyük yaşamak olmalı
ve
Bihter’siz Aşka olmalı niyet ve vaki memnuniyet...
sadede mukabil yaşayacağız yüksek bir rahlede
karanlıktan hiç korkmadan
ay vakti yürüyeceğiz mesela el ele
gıpta edecek görenler
yere inmeyecek evet başımız
ama çok da yükseklere bakmayacağız
aklımızın yaprağına yazılacak en başından
elbet bir kış vakti bizde öpeceğiz o toprağı dudağından...
ToprağınSesi
5.0
100% (7)