lanetlendik biz sevgilim...gidene git demedik.Kalan ise bize ezaydı...ne vakit düşse gözyaşı çukurlarımıza aşkın aksi; hal, bu ki...hal bu ki....

ne çok sevmeye hazırdım seni
ne çok sevilmeye birazda
bilirim az ile çok arasında ince bir çizgi

çiz beni....
resmet beni...

bir an okyanusun ortasında direnen bir yelkenli olayım
bir an Roma ’da öğtetilen bir tarihin belgesi
bir tek an
o an yalnızca sen sev beni
ellerin sessiz kalsın sevişirken
ve dillerin acıtmadan sevsin beni

sana göğüs uçlarımdan unutulmaya yüz tutmuş bir bahar getirdim
konakla bedenimde...
kaf dağı ardı değil ya burası...
memleketin...
ve gözleri katran karası
ise bulanmış tüm esir hürriyetlerin...
sen sev beni...

dilinde
yitik çocukluğundan kalmış eski bir ninni ile
sen sev beni
aldatmasam da seni...
sen sev beni...
kokun yüreğimde hançer
gözlerim gözlerine başkaldırsa bile se...gi...

ne acı ...
dolar mı üç noktaların yeri
ismin üç günlük ömrümün son duası şimdi
ellerin ruhuma değdiği andan beri...
sen sev beni...

giderim elbet...
kör ebe dediklerini,bin ömürdür oynamıyor bedenim
ben gözleri kapalı sevişmeleri bilmedim...

uyu diyorsun ya bana
ne mümkün...
rüyamda misafir etmektense seni
gerçeğimde kal bir ömür
ve bir ömür benli...

bu yazılmış ikinci satırdır...onikiyi on geçe diye kaçıncı haykırışımdır...gel gör ki onikiyi on geçtin ya ömrümden...geçme sakın geçme düşlerimden...el gibi... yel gibi...küçüğüm ben...daha çok küçüğüm ben...

12/10/2010

FURUG