13
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1748
Okunma

Gün düşer hükmünden, çöker karanlık
Karanlık ışıktan çok kalabalık
Kaybolup gideriz, sularda balık
Karanlık yollarda gözlerim üşür
Yalnız duvarların dili konuşur
Geliriz göz göze iki lal gibi
Bükülür boynumuz bir hilal gibi
Bir cümle bekleriz "Gitme ! kal" gibi
Beynimizden geçer uçaksavarlar
Gitsek de bırakmaz kalın duvarlar
Aşılmaz bir engel, her duvar kale
Kucağımda kalır ağır ihale
Kimler düşürüyor bizi bu hale
Sen konuştun gece boyu dinledik
Söyle aşılacak var mı bir gedik
Yetmedi mi çektiğimiz zulümat
Her gece bir duvar örersin kat kat
N’olur bende olsa sende ki inat
Bir çeper örersin her gün kederden
Kalkmazdım bir daha düştüğüm yerden
Yıkılır mı acep bir omuz versem
Yahut bir falcıya dilek dilesem
Ya Hak ! Deyip "Yıkıl karşımdan !" desem
Dokuz doğururken her bir batında
Yıkılır da ben kalırım altında
Bir el inşa eder bir el ki oyar
Dayanmak istersin zamansız kayar
Gördüğün her duvar keskince bir yar
Ne kapısı vardır ne bir pencere
Oynar yüreğimiz göz göre göre
Kaç duvar var birbirine dolaşık
İçim de kök salar acı sarmaşık
Yeter artık düşsün bir ince ışık
Beni test ederken son kez imanla
Dar geldi duvarlar daraldım anla
Nereye yönelsem hep yokuş gibi
Ormanlar ve deniz birer düş gibi
Aşıp gitmek istiyorum kuş gibi
Esir aldı boğum boğum hıçkırık
Uç desen de artık kanadım kırık
Hayrettin YAZICI
5.0
100% (11)