3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1018
Okunma
Halin nicedir diye sorma
Terki diyar eylediğin günden beri yanıktır bağrım
Yele gelmiş kuşkanatları gibi çırpınır durur yüreğim
Eşini kaybetmiş mor güvercin çılgınlığı üzerimde
Boz kayaların ardında arar dururum anılarını
Yosun tutmuş yüzeylerinde sancılanır kıvranırım
Kırağılar düşer her sabah üzerime
Karşılıksız aşklar gibi kara sevdalı ve çaresizim
Susuz topraklar gibi yanık ve hasretle kavrulmuşum
Rutubetli gözlerimden hayalin süzülür, düşerim çorak topraklara
Dökülen her damlanın tuzu yakar kanayan yüreğimi
Ellerim hayaline gezinir durur gökyüzünde
Kayan yıldızlara tutunur hasretinle dalarım uykulara
Her gece yakarım aşkın ateşini
Sevdan bağrımda filizlenir çölün sıcak kumullarına dikerim
Dudaklarım alev, alev yanarken sam yeli vurur
Kum fırtınalarıyla birlikte dağılırım vahalara
Serabım olur kalırsın rüyalarımda
Sonsuz gecenin yitik krallıklarına uzanırım
Deli bir rüzgar eser, savrulur dallar başımın üzerinde
Yapraklar yeşil, yeşil dökülür harınla yanar
Sararır toprak üzerinde gazele döner, kıskanırım
Uçsuz bucaksız nehirler akar kara sevdamın üstüne
Akan sular sana susuzluğumu durduramaz
Dağılır tüm bedenim karışır deryalarda tuzlu sulara
Balık olurum çaresiz ve nefessiz dalarım derinlere
Okyanus gözlerinde kaybolurum
Dalgalar vurdukça kıyıya kayaların yüzeyinde yosun olurum
Biçare sulara çizerim resmini
Ressamın fırçasında rakssa gelir kızıl saçların yüzer denizlerimde
Sevdamın eyyamı vurdukça ta beynimin ortasına
Aynalara savrulur param parça olur hayaline dağılırım
Kıymık acılarının sızısı çöker içime
Cam kırığı kanayan yaralarım da
Tuzlu sularda gark olur kaybolurum
Depreşen duygularım demircinin örsüne çekilir
Körüklü ocaklar karşısında ateşinle tava gelir
Çekiç sesleri arasında olgunlaşır, diyar, diyar
Hasretine tezgahlara gelirim. Su verilmiş çelik edasıyla
Gözlerimden gözlerine doğar
Dağ başına çökmüş bir sis gibi süzülürüm kalbine
Şimdi halin nicedir diye sorma. Kayboluyorum kızıl akşamlarda hasretine
5.0
100% (1)