başkentim

ömrümce hep seni bekledim

hep sen gelesin diye ellerinle mutlulugu getiresin diye dua ettim

belki geceleri rüyamdaki kahramanda sendin

sessin bir farklıydı

heleki gözlerin..

o gözlerki beni ait oldugum dünyaya bırakıverdi

sen geldiğinden beri dünyama kocaman gökkuşakları capcanlı renkler geldi

artık mutsuzlukta pembe belki

yarım yamalak yaşantımın en asili

sen geldinde hayatıma aşk kelebekleri geldi

kıpır kıpır hepsi

görüyormusun kanatlarına vuran güneşi

pembesi mavisi yeşili

hepsi seni anlatır sanki

hepsi seni tasır gibi

öyle yüceydinki..

sen geldiginde hepsi hazırola geçerdi

ve magrurdu gözlerin azda olsa cekingendi

utandıgında kızarırdın al çiçekler gibi

başını öne egerdin kimi zaman konuşamazdın bir dilsiz gibi

en büyük fakirliğin içinde ziyafet gibi geldin sen

seninle doyurdum kalbimi seninle dindirdim susuz bedeni

huzur diye aradıgım

özgürlük habercisi

bembayaz bir güvercin misali

sen kanat carptıkça bana saclarımda dolastı rüzgarın

heycanlı tavırların

alevlerden aldı beni

kimseye söylemedim inan

bir sen duydun sana gel deyişlerimi

utanıpsa al çiçeklerle süsleme yanaklarını diye sakladım seni

eski bir evin gizli sırrı gibi

duvarların duyup duymazlıktan gelmesi gibi

antikanın anıları gibi sakladım seni

bir dalga getirdiyse bana bu mutlu günleri

tapınacak bir hediyeydin sanki

elle tutulmaz bir ateş böceği

ısıttı heryerimi ısıttı şehrimi

boyumu aşan karlardan kurtardın beni

oysa coktan vazgeçilmişti

içten diledim ben seni

içimden diledim içimden sevdim içimdendin

taa en derinden içimdendin sevgili

bir güvercin kanadında geldiysen geri pencerem acık

yine gezdir rüzgarı saclarımda ey mutluluk habercisi

bir masalda gibi hiç bıkmadan binlerce yıl bekleyecegim seni

açık pencereye konarsan eger

korkmadan gir içeri

sana hazırladım sıcak odanın kırmızı rengini

cıkar üstündeki agır yükleri

sana hazırladım gelişinin sevinçlerini...