17
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1452
Okunma

Açılır kapılar her gelen gider
Telini titretir bir ince keder
Bir keder dediğin kaç gurbet eder
Hem gurbet yüzsüzdür, sıla yüzsüzdür
Ufuklara çöken sarı bir güzdür
İşte geldim gidiyorum bir hırsız
Hırsım ki içim de nasıl sınırsız
Yüzümü dönmeden siz tanırsınız
Duvarları yosun tutmuş yapılar
Ardımızdan zılgıt çalan kapılar
Altı çökmüş, üstü viran bu yerin
Zamansızca terk edilen evlerin
Kıyamın da kaçıp giden devlerin
Hu çeker sonsuza bu viraneler
Hayata gam salan dar pencereler
Kaç yürek oynamış kalırken darda
Kaybolan izler ki karanlıklarda
Unutulmuş kaç göz aralıklarda
Kimsesizliktendir bur da sancılar
Dumanı yok halelenir acılar
Eser bad-ı saba hep ılık ılık
Özleme, acıya kalmış aralık
Sessizlik bu evde çok kalabalık
Sahipsiz biçilen son ekinlerin
Düğünü var şimdi bur da cinlerin
Destelemiş günahı ve sevabı
Molla Mehmet okuya dur Kitabı
Anahtarı kayıp bu bizim kapı
Kimsesiz bir el ki açıp kapatır
Yıllardır hasrete diş gıcırdatır
Deli kısrakların demir nalına
Çivi çak özlemin ince dalına
Çok görme bir selam gül edalına
Bütün kapıları açıp desturla
Öp alnından sevdiğini gururla
Hayrettin YAZICI