3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1599
Okunma

unutamadım
başına kına yakılarak ugurlanan bu aşkı
şimdi kime versemde bu günahı kimse almıyor üstüne
bir vebalı gibi kaçsam da senden
her kaçışımın irine bağlamış ruhumda, sana oldugunu unutamadım
sokakbaşı sevişmelerde kirlenen ruhumu
ağlayamadıgım gecelerin karanlığını
seni kendime sır edip sustuğumu
nemli bir ayrılığın yokluğunda
güldürmeyen sevdamı unutamadım
sözümün karanlığa okunan ezanlar gibi oldugunu
ramak kalan ölüme inat sana tutunamadıgımı
ilmegi bogazına kendi geçirmiş bu aşkı unutamdım
dağbaşının hüzünlü papatyalarını örselerken rüzgar
gözlerinin gizini ararken duamda
düşerken merdivenlerinden çıkamadan
yüzümü güldürmeyen bu aşkı unutamadım
ekmege ve suya aruçluyum şimdi
dilini kendine dil edinmeyen dilimi
kelamını yüregine kem edinmeyen bu aşkı
seni kana kana sevdirmeyen bu kaderi unutamadım
sönsün bütün ışıklar
örtüsü çekilsin gecenin
istanbul yedi tepeden düşsün
saçlarının büklümlerinde bogulan bu ruhumu
nasıl terk ettiğini yar unutamadım
S.B/2010 gaziantep/ekim
5.0
100% (1)