6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2186
Okunma
Neziha’ya...
Hayat yenilmez inançlarının gücünü sınıyordu
Yüzüne döktüğü gizlilikle
Sen bir avuç sevinçlerin özlemindeyken
Ömür mecruh savaşlara yeniliyordu
Hiç durmadan sefalet yağardı yarınlarına
Bir mavzer gibi yürürdü üstüne apansız
Yakanı bırakmayan bulanık korkular
Ve sen hep uykularının ortasında vurulurdun
Her iç çekişte acıları azaltmaya çalışırken canhıraş
Gözlerin hüzün taşırdı eylüllerden ekimlere
Dökülürdü kahve yanığı umutlar gazel gezel yüzünde
Ve her gece ay çekip giderdi pencerenden
Sen paslı sızılar toplardın annenin eteklerinde / tek tek
Asardın güz vurgunu şafakların gözlerine ipek
Etik uyanışlarla giyerdin çaresizliği yanık tenine
İblise zevkti şecerenden kalma mağrurluğun
Sense çırpınıp dururdun yüreksiz sevmelerin kurulmuş tuzağında
Poyrazlar estikçe gül yüzüne- solardın
Sıkışırdı sancıların iki kulunç arası
Teselli niyetine elbette
Boyun eğerdin acıya bulanan bahtına
Her nefesin şükürdü / biçare
Yediğin her lokmayı, içtiğin her yudum suyu
Yaşamak bilirdin
Oysa…
Ömür kadar uzun, ölüm kadar suskundu günler
Gün be gün büyürdü gizlinde ağılı yığınaklar
Derin soluklarla dramlı akşamları beklerdin
Gözlerin fal taşı / ürkekçe
Sırrını mezara, sızını kederli yastığına saklardın
Sen başı dik sürerdin zincirlerini yarınlara
Tutunurdun özgürlüğün demir parmaklıklarına / bir ihtimal
Kafese kapatılmış zümrüt-ü anka kuşuydun
Göklere yasaklı…
Hani o adını duyduğun yaşam var ya
Bin batman zehirdi sevinçlerine sürülen
Ah bir de o hercai yüreğin / kırılgan
Kıyısız denizdi lodosu hiç dinmeyen
Bundandı saklanışların buzul mahzenine
Soluksuz kaçışların bundandı
Bakışların kış kadar uzaktı yıldızlara
Ve bilirdin üstelik
Bu ne ilk ne de son savaştı.
11 / 10 / 2010/ N_Erol
5.0
100% (2)