12
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2186
Okunma

iki kişilik tahta bir masadayım
kıblem açık mavi
burnumda, yosun yeşili yalnızlıklar tütüyor
beyazına dalarken gözlerim, öpüşen martıların
saçlarımda güneş kızılı nem
şiire doğru akıyor
sarı leblebilerden kalpler çiziyorum
terli bira bardağımın çevresine
renkler son dansını ediyor gözlerimizde
ağlamaklı flamenko müziği eşliğinde
sahile doğru demleniyoruz
ben, o ve deniz
teğet geçiyor balıkçı kayıkları
rus çocuklarının sarı saçlarından
ben, kumdan kaleler yapıyorum bize
yıkılıyor, yeniden yapıyorum
parmak aralarıma dolan
çakıl taşlarını bahane edip ağlıyorum
oltasına takılan mırmırlardan veriyor
emekli bir öğretmen
akşamın sessiz tokatları vururken kıyılara
zaman, çok uzakta bir yarım ada
alıp başımızı gitmek istiyoruz
ben, o ve deniz
Çiğdem Parlayüksel
5.0
100% (6)