27
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
2674
Okunma

HAYA(t)L Kahvesi
güle güle Eylül...
şu,
sarı yaprağının birini gitmeden bana bırak
. .
yine Shirley Bassey dinleyelim
çaycımız sıcak çay demledim,ister misiniz desin Eylül
plak bozukluk yapsın Elton John’da
ne keyif olur simitçi taze simitle gelirse tam da o an da!
. .
güle güle Eylül
bugün saçlarıma iki örgü yaptım...
şımarık,bak başımda senin en sevdiğin şapka
içimden kukulatalı deli desinler umurumda mı sanki
biz seninle buraya hep böyle gelmez miydik Eylül.!
. .
güle güle Eylül
sana güle güle diyen sadece dilim
bak şimdi yine Elton John bozuk çalıyor diye şikayet ettiler
unutmuşum,gülümsedim ne güzel
. .
ne çok rüzgâr oluyor senin yokluğunda bilsen
ne çok fırtına
ve
Ne çok yağmur !
.
tıpkı eski yasak kitaplardaki gibi,
o yaşlarda kitapların birazını okumuştuk,
birazına dokunmuştuk,
ama çoğunla yıkanmıştık Eylül.!
. .
aynaya bakınca
büyümeyi hatırladık
büyüdük,büyüdükçe büyüdük
büyüdükçe hep Eylül dedik
. .
sen neşeyle geldin,
biz seni kanla ve kahırla gönderdik
arkandan Eylül dedik
şiirler yazdık,ağıtlar söyledik
kelepçeler boş,dalların da hoştu sanırım Eylül
Giydirivermişler bir an da
..
kimimiz,başımıza kukulatalarımızı takıp
yeni masal aşklar yaşamaya başlamıştık
o zamanlar eylül de aşklar,ah ne tatlı başlardı Eylül
anlatmak için hep bu Kahve de gelmeni bekledik
. .
boş yere bekledik.
sarı yaprakların geçti önümüzden,
Eylül suçlu dediler...Ekim’i gönderdiler.
ya kimimiz Eylül...aşk’ı eylül’ün başında gören kimimiz
suçlu değilken senin gibi suçlu bilinen kimimiz
üfledi bir rûzgar onlar da uçtu gitti Eylül
Aşklar da bitti gitti.
. .
bak sıcak çay geldi,
hadi birer çay içelim de öyle git Eylül.
23 - EYLÜL - 2010 Davidoff
5.0
100% (23)