zincir
sanki boynumdadır bir ah
öyle incedir öyle çekici

zan altında sokak lambası
kendi ışığında körleşir
dileği gecedir
vuslat geceye dairdir

sokak lambası
doğarken sarhoş bir renkle turuncu
sanki altından geçenler kadar yorgun bu hayattan
ve daima geceye aşık
her an bükük başı
yerde geceyi arar

hint dansından bir ateş parçası bakışı
o ateş ki zıtlıkla heyecanlanır
o ateş ki çırpınır varlığında

geceye aşıktır o sokak lambası
sonra içine siyah düşer
ham bir gecenin yenilmezliğiyle
aşırmalara meyleder yüreciği
turuncudur gözleri
ve kaçınılmaz bir parlayıştır bakışları

başını çevirdiği yerde ölür gece
turuncu ölümler doğar içinden
ve hemen oracıkta
doğduğu yerde saçaklanır ölüm
ah gece
aşk içinde sonsuz ve görünmeyen hece
o üç harfin arasında bir yerde

tahayyülden geçtiğim şu nokta
yerde aradığın
yaslı gök
sonra titrer yüreğinde gelin teli
turuncular sonlanır içinde

vuslatlar arası bırakılan o tek kare
işte kalemin ellerinde
lakin görürüm ki
ampulün değiştirilmek üzere