1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
934
Okunma

dudaklarımda çapkın bir trakya türküsü
sokak lambalarının aydınlatmaya yetmediği
köşe diplerinden ağır aksak kaldırım taşlarını
sayarak ilerliyorum. sanırım az sonra yağmur yağacak
belkide ondan bu neşeli türkü;.. seviniyorum,
çünkü ıslanacağım..
kaçmıyacağım; özlemle beklenen sevgili gibi
kollarımı açıp bağıracağım: " seni seviyorum "
o koşmaya başlıyacak karanlığı aydınlatan
şimşek ışıklarını takip ederek saracak vücudumu.
akacak tüm bedenimden ; ben kahkahalar atarken
o ise gülümseyecek; belkide bir merhaba
içten sıcacık bir merhaba..
buraları bilmem ben
eskidende bilmezdim acı dolu günler geçmiş bir ev dışında
ne zaman gecenin kör vaktinde dışarı çıksam
o karabasanlı evin önünde bulurum kendimi
şimdi kim oturuyor acaba
ışıkları hep yanar
her geçişimde; balkonda neşeli insanlar sohbet eder.
oysa ben ne acılar yaşadım bu evde
bilselerdi acaba yinede böyle mutlu olabilirlermiydi..
hayat seni yaşaması ne zormuş be ....
kimilerinin kötü hatıraları
kimilerinin mutluluklarında yamalı...
içim yanıyor, başımda hep aynı ağrı
dudaklarımda hala neşeli trakya türküsü
neşeliyim ben, acılar yok , hep güleceğim
yabancısı olduğum bu şehir benide tüketemiyecek
işte.... işte yağmurda başladı.. ellerim gök yüzünde
haydi sevgilim ak artık parmak uçlarımdan bedenime
seninle bulaşabildiğimiz tek an bu...
bak işte bağırıyorum duy beni ne olur....
" seni, seni çok, seviyorum"
5.0
100% (1)