15
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1902
Okunma
akşam üstüydü
evet akşam üstü
yorgunluğuma inat
dışarı attım yüreğimi
yürüdüm, yürüdüm öylece
sokak lambalarının
eşgalime gölge düşürmesine
aldırış bile etmeden...
Gökte ay ve belirli belirsiz bir kaç yıldız
eşlik ediyor...
sonra bir ses büyüdü adımlarımla bir ses
mahallenin susuşluğuna inat
tik tak tik tak...
durdurdum sonra bir dokunuşla,
durdurdum sanki bütün akıntıları...
ve ne kadar da kolaymış meğer
bir saati durdurmak öylece ?
ama hala tükenmekte bir şeyler
hisediyorum evet, hisediyorum...
Derken göz göze geliyoruz
tasmasız sert bakışlı bir dört ayakla
göz göze...
ve birden bire bi korku sarıyor her yanımı
ben bu manzarayı daha öncede yaşadım çünkü...
daha önce de...
ta çocukluğumdan kalan bir hatıradır,ve taşırım hala
ister istemez baldırımda...
Aramızda iki üç adımlık bi mesafe
ve geçmek zorunda adımlarım bu sokaktan geçmek...
ama, gözlerinden uzak tutuyorum
korkumu ele verecek diye gözlerim.
ve istemeden de olsa kapanıyor gecenin bir vakti...
bir adım iki adım tam üçüncüyü atarken
neyse ki benden önce topukladı hayvan
yoksa o an çocukluğum hiç gitmeyecekti belleğimden
hadi neyse bu sefer ucuz yırtık...
Ne iyi yaptım da durdurmakla zamanı
ikide bir kolumu yoklamaktan usanmıştım zaten
in, cin ve birde ben top koşturuyoruz
gecenin bi yarısı
ya sonrası
sonrasının iyilik güzellik olmayacağı kesin gibi
Gözlerimi avuşturuyorum sonra
gözlerimi,
güneşin ilk öpüşüyle...
banktan aşağı
sarkan ayağımı yalayan tasmasızı saymasak birde...
saat kaç ? sekiz
hayır sabah sekiz ?
kahretsin bu sefer kesin kovuldum...
çünkü daha önceki günde
durdurmuştum zamanı dün akşam olduğu gibi...
belki bilmezsiniz ama, saat sekizden önce de iş başı yapıyor fabrikalar.
Ağustos 2010
Malazgirt’li
5.0
100% (11)