1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1483
Okunma

Allah’ım
Yaratığın bu yerde
Her an ve durumda
Bir daha,
Vurursun renk renk o güzel dokunuşunla;
Öyle bir tablo ki,
Her ayrıntı bir başka çeşit, başka çeşni;
Ayrılık, hüzün, sevinç, mutluluk.
Keşfetmek için koca gönlü
Atmalı beraber,
Baştan aşağı adım adım
Yutmalı, ta boğazına kadar
İstanbul’u...
Bilirim, yaratılanın şerefi
Yaradan Hak’tan gelir;
Ne kadar güzellik varsa, asıl övgü
İnsanı yoktan var eden,
Böylesi şaheser verdiren,
İnsanı, insana
Kendini insana anlatan
Allah’tır.
İstanbul dünya’nın bir remzisin
Sanma bunca övgü sana
Seni sen yapan
Yaradana...
Düşün ki insanın
Her an içinde
Kaç eylem
Kaç reaksiyon olan âlem.
Çarp bunu İstanbul kadar insanla,
Ve tarihle katla,
Gör koca evreni,
İstanbul olmuş adı,
Paris olmuş,
Viyana;
İnsan yapısı şehir ki,
Kendini bilen her gözde
Nişanı parlıyor,
Allah bir!
Mekke,
Şehirlerin anası;
Medine,
Medeniyetin ilk beşiği;
Kudüs,
İlk kıblemiz;
İstanbul,
Hz Muhammed’in işaret ettiği fetih.
Bunca tarih, bunca insan
Kültür ve medeniyet
Hepsi nasıl donmuş toprakta
Hepsi birer işaret ki;
Sonsuz ilim sahibi,
Sevgi, hikmet kaynağı
En güzel sıfatların sahibi,
Allah’ın bir eseri.
Eğildik önünde Ya Rab,
Yer gök, toprak şehir değil
Bunlar, biz aciz kullarına birer ayet,
Birer alem, işaret.
Temizle kir tutan kalplerimizi;
Küfrün, şirkin
Kara gece de
Kara taşın üzerinde
Kara karıncanın
Ayak seslerini duyan
İnce hikmet sahibi kullarından eyle.
Amin Amin Amin
(Ağustos 2010 İstanbul)
5.0
100% (2)