27
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
3728
Okunma

Her ikindide
Bir türkü düşerdi ortancaların üstüne
Sevinirdi
Serinlerdi avlu
Belkıs hanımın elinden
O saatlerde
Ocakta kaynayan yemeğin tüm kokuları üstünde
Tulumbadan su çekerdi durmadan
İki burma bileziği vardı kolunda
Ne olur / ne olmazdı adları
Bir yalnız kuldu Belkıs
Ne ana
Ne baba
Daha on altısında
Ağabeye iki inek
Yengeye beş sarı liraya
Girmişti yetmiş yaşında ki adamın koynuna
Sonra köyün delikanlıları
Kaldırmıştı dağa
Bütün günahlar Belkıs’ın boynuna
Sürüldü uzaklara
Güzeldi Belkıs
Gözleri kara üzüm tanesi
Dilinde en içli şarkıların teranesi
Bir çiçeklere
Bir de kuşlara ayandı
………………Hüzünlü hikayesi
İstenmezdi mahallede
Tehlikeliydi
Yürürken bir başka havalanırdı etekleri
Gözlemek gerekirdi hem onu
…………………………Hem de erkekleri
Bir dostu vardı arada uğrayan
Eli kolu dolu
“bir yakınım “derdi
Uğrarmış hatır sormaya
……………..Düşünce yolu
Kimse dinlememiş
Sormamıştı
Anlatamamıştı hayat hikâyesini
Nerden gelmiş
Nerden düşmüş
Başına dam yapmıştı
Bu kenar mahallenin viranesini
En çok muhabbet kuşunla muhabbet ederdi Belkıs
Birde avludaki çiçeklerle
Becerikliydi üstelik
Oya işler
Nakış yapar
Yün örerdi
Şans verseler
Şu karanlık
Sorgulayan bakışlar olmasa
Biraz gülümseseler
Gece gündüz demez çalışır
Kazanırdı ekmek parasını
Şöyle çalsalardı kapısını
Bir çay demler
İkramda bulunur
İki sohbet ederdi komşularla
Yoktu kimsenin ne evinde
Ne de erinde gözü
Ama ne çare
Tutunmuştu bir kuru dala
Oda olmasa işi kalmıştı Allaha
Eğildi fısıldadı güle
"utanma sakın"
Yüzündeki al
……………Gül rengidir
……………………Nerden bilecek elin adamı………………….
Pervin Yetiş
5.0
100% (15)