2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1571
Okunma

Yağmur...
Yağıyor güzel İstanbulun’un üstüne
Temizlik vaktidir artık
İşçilerse yağmur damlaları
Şemsiyeler...
Açılıyor sokaklarda, birer birer
Yüzleri yağmura karşı
Suya hasret çiçekler gibi derbeder
İnsanlar...
Kaçışıyorlar
Sığınıyorlar kuytu köşelere, evlere
Yağmurluklar giyiliyor
Sudan nefret eden böcekler gibi
Kapılıyorlar sellere
Aşıklar...
Hepsi sokaklarda, yürüyorlar
Nur yağıyor, ıslanıyor her biri
Meraklı gözler üzerlerinde
Kimi aptal diyor kimi serseri
Aldırış etmeden devam ediyorlar
Gözyaşını saklayan yağmur gibi yürekleri
Islanıyor her yer
Sokaklar, arabalar, evler
Aşıklar sırılsıklam olmuş
Oltadan denize düşmüş
Küçük bir balığa benzer
Damla...
Her damlada bir melek
İniyor yüryüzüne neşeyle, umutla
Sonra korkuyor insanlardan, pislikten
Kalbi kirlenmeden geri dönüyor
Buluşuyor gökyüzünde dost oluyor bulutla
Gözyaşı...
Her damlada bin melek
İniyor yüryüzüne kederle, acıyla
Aşıklara aşık, gözyaşlarına hayran
Acılara, kederlere düşman oluyorlar
Kalpleriyle nur saçıyorlar her yere
Birden kayboluyorlar ortadan
Anlam veriyorlar gökkuşağındaki renklere
Yağmur...
Kıskanıyor onları
Damlalar azalıyor, duruyor yavaşça
Şemsiyeler iniyor koşuşturmalarla birlikte
Kaldığı yerden hayatlarına devam ediyor insanlar
İşlerine koşuyorlar telaşla
İstanbul...
Temiz artık!
Tüm pisliklerden arınmış
İşçiler yağmur damlaları değil
Meğer masum gözyaşlarıymış.
Emre Özel
2007