13
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2531
Okunma

ben üşüyorsam,
mutluyum sensizliğin çıkan alevinden
gülüyorsam,
matlaşmaya yüz tutan likit kristaller yüzünden..
gözlerin, üşengeç bir martı sessizliğinde bu akşam
dakikaların geçmek bilmediği bir hüznün içinde
gözlerin, derin sabahların eşiğinde kalmış küçük bir kız gibi
ne zaman dinlesem,
büyüyor!
ne zaman bir ninni söylesem,
gece oluyor..
dokunamadığım bir kahverengi gibi duruyorsun karşımda
varlığın,tartışılan kıyametlerin son günü gibi,
ömürlük öldürüyor!
yaşamadan görmem
hangi coğrafyadan gelir kokun,
bilemem
sekizinci bir renge,
sensiz tahammül edemem.
tüm kalabalıklardaysa gözlerin,
ve kahverengi değilse eğer,
hırpalanır tüm sözlerim
yeminsiz bir söz veremem..
kitaba el basmış gibi bekliyorsun karşımda
bir dakika değil,beş dakika değil..
kalsaydım yanında
ya da söyleseydi gözlerin,
tek bir kelime -kal..
o vakit o yaşlar akmazdı kristal!
tüm yaralarım bir sonbahar beklemekte
adın eylül gibi bakıyorsa bana hala,
ve dökmüyorsa kirpiklerin ıslak yıldızları
hak etmedim gözlerinden akan inançsız yağmurları..
gözlerin, tüm adamlardan geçmiş yine bu akşam
bakışlarının gıcırtısı,utandıracak yine martıları
çocuklar şimdiden açmış seferi olmayan kapıları
ve kar yağmış iklimine,
dar sokaklardan..
unutacağız ikimizi de yoran şiir kırıntılarını..
ve sormayacak tenin,
alnımdan geçen likit kristal geceleri!
5.0
100% (12)