3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1097
Okunma
Eskilerden geldim bugün
Sana bir hikâye anlatmaya:
Kırık bir tablonun hikâyesi.
Hani bir tablo vardı hatırlarsan:
Birlikte çizmiştik hayallerimizle
Düşlerimizle boyamıştık elele.
Ad koymuştuk bir de hatırlarsan:
Sevdanın Kırçiçekleri diye.
İşte o tablo yok artık üzgünüm.
Kayıverdi yüreğimden
Tutamadım ellerim tutuldu.
İşte o tablo yok artık üzgünüm.
Herşey gözyaşlarıma karıştı
İşte o tablo kırıldı.
Kırçiçekleri boyun bükmüştü,
Hüzün akıyordu çerçeveden.
Bir de ev çizmiştik güneş panjurlu
Oda yok artık yüz çevirmiş sevdaya.
Yerine bunu getirdim yeniden,
Karalayıverdim aceleden:
Çerçevesi demirden,
Güneşi karanlık aydınlıklarda.
Gördün mü?
Ağacı yaprak dökmüş,
Ağlamaklı,hüzün hüzün dokunaklı.
Boyun bükmüş menekşeler,
Küskün bir ufuk çizgisi,
Ayrılıklı kader gibi.
O tablo yok artık üzgünüm.
Senin gibi,benim gibi.
Yenisini getirdim:
Ayrılık gibi gözyaşı gibi...
Yasemin Gülmüş
5.0
100% (1)