1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2100
Okunma
Kar beyaz hayaller kurmaya başladığım günlerde
Pas tutmuş penceremden her uçurtmaya seslenir oldum
Uzatsam elimi yakalayacak gibiydim oysa
Soğuk demirlerin titrekliği içime işlemeseydi
Takılır kuyruğuna giderdim…
İçlerinden en koyu renklisi duydu nihayet çığlıklarımı,
Yanaştı usulca kiremit kokulu mahpus damıma
Selam getirdi güneşten, çınardan, güvercinlerden
Ve siyahına aldırmadan
Arsızca göz kırptı senli, tozpembe hayallerime…
Çocukça bir eda ile selamladım bende nazlı uçurtmayı
Hayallerimi hüznüme, umutlarımı sevgime kattım
İçimde biriktirdiğim ne varsa yükledim sırtına.
Ve saldım, mavinin en güzel tonu ile gülümseyen Gökyüzünün uçsuz derinliklerine.
Bulutların griliğini avucumda hapsettim,
Gölge oldum güneşe,
Yeter ki sana olan düşüncelerim, sağ-salim ulaşsın diye…
Dün döndü uçurtma!
Kanadı kırılmış göçmen kuşlar gibi öksüz
Ulaştırmış selamımı yerine.
Hayalim parçalanmış, hüznüm kahkaha sebebi,
Umutlarım sevgimle düşman misali
Boğazdan denize dökülmüş…
Sus diyor uçurtma! Sus…
Cevap yok sorulara, insanlar hayata küsmüş…