Kanla bağlamısız gardaslıgımızı kara alnımıza
Karınlarımız gebe bir köylü kadının doğum sancıları misali
İken açlıktan sızlar
Kara gözlemiz yaşlanır somunun iki ucundan ısırır iken
Yeni doğmuş bir bebenin
anasının memesini çekmesi misali

Ellerimizi bağlamışız birbirimize
Künyemize ikimizin de adını kazımışız kardeşlik mürekkebiyle
Ah aslanım yalnız düşmek yok demişiz
Körmüş hakikati haykıran gözlerimiz
kızgın demirler basmışlar
Haykıran dillerimizi susturamamışlar

Puştlar kol gezerken sevda sularında
Hilebazlar kahraman olurayak yemin etmişiz
toprağa beraber gideceğimiz hususunda
Ne bir damla düş
Ne bir damla aşk
Bizi koparmış dostluk hududunda

Koyunları beraber gütmüşüz yurdum ovalarında
Ne eğilmişiz kimsenin önünde
Ne ağlamışız akşam ezanı vakitlerinde köy kahvesinde
Mavzersiz savaşmışız kahpeye karşı
Fikir işçileri cigaralarını çekerken alacakaranlıkta.

Kanla bağlamışız gardaşlığı kara alnımıza
Umuda gülmüşüz
Güller sunmuşuz insanlığa kanlı ellerimizde
Düşen kardeşleri kaldımışız tekme atmaya çalışanlara baş kaldırırcasına

Yeni tomurcuklanmış başakları koparmamışız
Düşman yüzüne çalmışız susuzluktan uzamış tükrüklerimizi
Her gün yeniden doğmuşuz birlikte
Ustam demişiz kardeş demişiz
İki lokma ekmeği beraber yemişiz
Beraber içmişiz cigarayı rakıyı

Ve inletti dağların keskin yamaçlarını kardeşlik gürzü
Söylesin yıkacak kimdir bizi hangi dürzü
Yazarım tek kardeşime iki satır son sözü
Unutamam o günleri unutmam asla …

Riyazet