14
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1727
Okunma
Beklemekteyim
her akşam
aynı yerde
ve aynı durgunlukla
beklemekteyim
ne gelecekse...
Hep geç gelir zaten
hani birgünde biraz erken gelse
şu yeni terlemiş bıyıklarımı yolacam...
Derken göründü ilkin farlarıyla ta uzaktan
iri cüssesinden de önce.
ve daha kepenkler açılmadan
ortalık toz duman...
Mesele koltuk sevdası değildi zannedersem
yorgunluğumuzdu yorgunluğumuz
koltuk olmaya öyle hevesli.
Sonra nasıl olduysa
freni patlamış iki araç gibi çarpıştık
ve iki yana dağıldı dalgınlığımız.
ellerimizde ki azıklığımızı saymasak
birde yüreğim vardı yüreğim
kaldırımlarda yüzüstü...
Tesadüf ya aynı araç yetmezmiş gibi
birde yan yana koltuklarda seyir haline düşüyoruz
gözlerim usulcana takılıyor esmerliğine
sanırım boynundaki kolyen gözlerinden almış rengini
öyle alacalı, belkide yanılıyorumdur...
bakışlarımı üzerinde sezdiğin anda
başımı öte yana çeviriyorum
ezdirmemek için kaşlarına...
ki artık baktığım heryerdesin.
Kahretsin, bu seferde kalp atışlarım
mahçubiyetimi elevereceğinden korkuyorum
ve durduramıyorum ellerimle bastırmama rağmen
pek söz dinleyeceği de yoktu zaten...
Her akşam uzadıkça uzayan yol
kısaldı her nedense...
usta, beni şu çıkmaz sokağın az ilerisinde indir
indir ki, uzamasın...
yoksa yolumu bir daha bulamayabilirim
ki, üstelik yolsuzumda...
Hoşçakal esmer yürekli
hoşçakal
bir daha aynı durakta karşılaşırmıyız bilmem ama
sanırım ben" bir süre daha toparlanamayacağım
savrulmuşluğum dururken şu kaldırımlarda...
hoşçakal, hoşçakal...
5.0
100% (11)