(dişimin arasına sıkımış
bir nefreti tükürüyorum.)

özgürlüklerine...


adanmış bir ismail kisvesinde her kes
maskeler suratlara yapışık
bıçak korkusu kemikte
etler leşçil akbaba ziyafetinde

Çocuğum...

-dağlarına bahar gelmiş memeleketimin-

sen leş kargalarının güdümünde
dağ bayır
kirli bir yangında yanmaktasın
susuyorsun

-vatan sağolsun-

ben kızıl kına yakmış anaların ellerini öpüyorum
matemler saç yolukları biriktirmiş
maskeli yüzlere birde
peruklar takıyorum.

-dansöz dünya-

kahrına sefa ekler maganda
ve burkalı analar terör üretir derler
sonra;
dağlara sürerler seni
peygamber evi derler

-neyine güveneyim kahpe dünya-

sızım sızım acılar düşer
cilodan seslenir bir oğul
dağlar matem tutmaktan bıkmış

her gün bir oğul düşer teneşire...


-bana etme lo lo,Ankara hovardası-

dişlerim üşüyor arasına düşmüş nefretim
tükürüyorum suratınıza

duyuyorum sesinizi

yarabbi şükür
yarabbi şükür

kursağnızda
Nisan yağmuruna tutulmanın sevinci...