11
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1947
Okunma

Hepsi çekip gittiler; ne yar, ağyar kalmadı,
Elli yıllık ömrümden, bana bir kar kalmadı.
Sermayesiz işlerle, gördün mü bir semiren ?
Gül mü bırakır sandın, her gün kapımdan giren.
Öyle bir yare düş ki, olmasın dünya kabir !
Duraksız divaneydim, ne gezer aşkta sabır.
Yanağı yangın yeri, tutuştum da zülfünden,
Hoş gelir yanmak bile, bir şey gelmiyor elden.
Sen ormanı yaktım san, tutuştu işte deniz ,
Yok mu senin haberin, aleme faş olduk biz !
Göz yaşın nere düşse, gül açardı o anda ;
Görmedin, bilemezsin, gülleri kanayan da...
Bitti gül devranımız, dağıldı kervanımız ;
Gark olduk zulumata, ıssız kaldı hanımız...
Ahde vefa etmişim, yalanlara kanarak,
Ölümü öpmüşüm ben, yar dudağı sanarak.
Neden kana buladın, mis kokan ellerimi ,
Nereye saklamalı, şu kan sızan kalbimi ?
Yine de dön arkanı, sakın sen bilme e mi !
Sazı astığım gibi, sözü de bitirsem mi ?
Sözden kurarken saray, aşk kaldı bunun adı;
Sarsarken öteleri, suskunluğun feryadı...
Madem ki yola düştün, ha gerçek, ha da rüya,
Aşkın ebesi olmaz, o bir tohumsuz dünya.
Ne kadar uğraş varsa, ektiğini biçersin,
Mey doldurup tasına, kızıl bir kan içersin....
Hayrettin YAZICI