Kaygan kaldırımlarda tüketilen hayatlar
Yalın ayak meymenetsiz kaçışlarda
Boğum boğum geçiyor acabalar
Çünkü"lerde,"keşke"lerde,"nasıl"larda
Diz boyu ihanetler


İhtiras damlıyor yalanlardan
Yarınlardan uzak diye vedalaşırken
Omuza asılan çantalar ağırmı ağır
İçinde mazaretler sarmaş dolaş
Bir mendebur edasında
Riyakar yüzler oynaşta


Çizilebilseydi suretler tuvalde
Renklere ihtiyaç duymulmazdı bekli de
Gelincik süslü gülistan bahçelerden
Eğilip kendini bir lahza
Alamazki gölgesinden



Yedi rengin kıskacında
Kaba gerçek ince yalan
Bedeli ödenmemiş masumiyetler
Bozulmuş genler..Viran,talan


İki yavan söze bahar yeşilleri
Çalınmış renkleri gökkuşağının şimdi
Duvar soğukluğuna yapışan elleri
Kir tutmaz bir ’an’ kadar düşleri



Zindanında çirkefleşen bulanık keyifler
Hayat çiçekleri üşür,düşer de
Yürekte büyütülür karanlıklar
Salınır bir batında yedi düvele


Anladımki;


Soluk sarılara çıkın taşırmış insan
Bir avuç toprağın unutkanlığında
Pembe davetiyelerde siyah barut,
Saklı olduğunu biliyorum aslında




Faruk Civelek