bitmedi mi kulağına pastel şiirler fısıldadığın
yalancı bahar
solmadı mı daha içindeki yorgun manzaralar
kimdir senin etrafındaki semazen
gözbebeklerini dağlayan rakkase kimdir
hangi şehrin altındadır
üstüne kilitlediğin mahzen
kimdir bu fareli köyün kavalcısı
kimdir...


tuhaf bir oyunun ortasında gözü bağlı
ebesin
rüyasına yattığın,
yüzüne ecel üflenen
sihirli bir evrendesin
kimdir şiirlerini parçalayan yüreğinde
satır satır
çemberinde daraldığın halka
yağmurunda yıkandığın kasırga
kimdir...


sönmüş ateşlerin külünü eşeleyen
toprak odalarda büyüttüğün
firari sefir kimdir
kılıcına kanını doldurduğun adak gibi
ibrahim’in önünde kefenlediğin
adandığın çatal yürek
kimdir..


gecenin yüreğine sapladığın ahuzarında titreyen
başını kucağından kaldıramadığın
ellerini eteğine teğelleyerek
aklını başından alan kutsal keramet
kimdir...


bak...
üstünden masmavi gök akıyor
bastığın yeşilin altından gülüyor toprak
yüzüne çizilen karakalem resimlerden
yılların gölgesi düşüyor
hükümlü düşlerini zorlayan kefere
kimdir elini göğsüne bağlayan
ruhunu bedeninden sıyıran cendere
kimdir..



Faruk Civelek