6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3736
Okunma

Tutkunluğun gemilere yol gösteren bir işaret feneri
bu kadar sevdalısın;
yüzün bir şarap lezetinde, nice sevdalara serüven
dilimdeki bedualardan kucaklayarak, topladım hasretini
gücenik bir çocuğun annesini kaybedişinin anımsattığı gibi
iki gelincik çiçeği var elinde, yanaklarında bir tutam ay ışığı
ve deli bir rüzgâr okşuyor karbeyaz saçlarını.
Korkak ceylan bakışlı,bir dağ canbazı
silerken gözyaşını bozkırın ince danteline
ayak izleri kalır, güne kızaran şafakla
eğer ıstırabımı duyabilseydin
boşa dönen bir zamanla oyalanmazdın
kapadı kapılarını gönül limanlarım
istesen de artık giremezsin
biliyorsun ben hangi şiirdeysem
aşkın deryası orası.
Gün ikindideyken hüzünlenir yüreğim
ve ben çocukluk günlerimin ince sesiyle
suzinak bir makamda şarkı söylüyorum
taze gül kokusu, dışarda kuş sesleri
yine çıldırtacağım içimdeki kadını
bilmem ki... üstelik seviyorum da onu
o bir mehtabın doğuşu, bir güneşin batışı
o güneşin ışığıyla dokunduğum her taş
içimde filizlenen bir yeni ihtil’al.
Nuri Dağdelen
Özdere-İstanbul
11.6.2010
Saat.23.30
5.0
100% (8)