2
Yorum
3
Beğeni
4,8
Puan
5900
Okunma

Dudaklarında kırgın bir sevinç, buruk yüzlü bir kız,
Piyano çalıyor gizli bir uçurum gibi
Tuhaf... Efesli Helena’ya ne çok benziyor yüzü
Yanaklarına yaşlar iniyor, gecenin dargın çiçeği
Sen, sürgün kalabalıkların sultanı
Flütümle avun bela etme öfkemi
Kanatlarına sığındığın şövalyeler ölüm hükmünde
Suskunluğun kar etmez tenindeki yarana.
Benliğimi gölgeleyen sen miydin?
Bu kentin ihtiyarını senden duydum
Heybem hâlâ aşk mektuplarınızla doludur
İsteseniz de okuyamazsınız kahrolası bu ayrılığı,
Meğer dipsiz bir uçurummuş tutunduğum eteklerin
Bilirim, bir tebessüm bile yeter kalbini talan etmeye
Ne zaman bakışlarında bulsam kendimi,
Solgun bir menekşe kokusu yayılıyor her yanıma
Aşkla örselenmiş en romantik sahillerindeyim bu kentin
Bir şarkı gibi dilime dolanır konuşkan ellerin
Yüzünü her düşündüğümde, gururum yemin olur,
O çocuksu çıkmaz sokaklarımda.
Nuri Dağdelen
17/12/2013
5.0
75% (3)
4.0
25% (1)