2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2540
Okunma

Dudakların emer aşkın tadını/utanır gövden,
bakışların arasından
külhanı maskelerle,
kaygı üreten yamaçlara tırmanıyorsun
efsunlu gözlerini aç ve itiraf et, zamanın imlâsı yok
Akdeniz kıyılarına ulaştı acın, dalgaları biçerek...
çocukluğun muydu aramızda,
yaban bademli kokularla el sallıyan?
Ayrılığa hazır bir cümbüşmüş, çantadaki hediyen
bütün kaleleri dağıttı öfken
şimdi sönmüş küllerden dönüşü deniyorsun
unutma,
ağır adımlarla yürüdüğün yollar
sirenleri bozulan bir sessizliktir.
Baharı bekleyen papatyalardan
sana el değmemiş, çiçekler getireceğim
kocaman dağları aşarak, sevda sazımla
sönmüş kentleri dolaşma sessizliklerde
her sokağı, saklı sözcüklerle örtülüdür
macera bu ya, Aslı ile Kerem misali.
Gizli sevinçlerinle, sevişen
çıplak ayaklı bir çocuğun bakışıyım, peşinden
bir gitarın tellerine,
kırılgan ellerimle dokunuyorum
daracık sokaklarda kum tanesi gibi dağılmışım
faytonlar geçiyor üstümden
ağlıyorum, beni duymuyorsun.
Nuri Dağdelen
27/12/2013
5.0
100% (3)