15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1647
Okunma
köhne bir yerde şarkılara bıraktım
ben değil şarkılar söylüyor seni
hepsinden birer hatıra kalmış senden
yoksa olmadı / yok bir hikayemiz seninle
yanlış bir adresteki yoldun ta başından dönülen
geçti bitti/ kimbilir kimdesin şimdi sen
uzanabilsem, aldanmışlara eklerdim onu da
büyümemiş bir çocuk gülüşünü
dudağına astığını bilmesini isterdim peşinen
anıları bağışlarım, onlar en masumane idi/ aramızda
düşüme soktuğun akrep uyandırırken beni
sevgiyi de öldürdü içimde
’yolları ayrı olanlar, birbirine danışmazlarmış
sularından çarçabuk çekildiğim bundandır
ve gözlerimde alışkanlığını beslemediğim
gözlerin / ki, o koyu karanlık kuytu
çıkılmıyor daldın mı içine
sen, bildiğin gibi çal söyle yalanını
yokluğun varlığından daha güzel
istediğim gibi konuşuyorum kağıtta seni
arıttım, çeliklendi kalbim
sürgün vermez bir daha senden
kurulup durmuyorsun saatlerle
ben değil şarkılar söylüyor seni
hepsinde birer hatıra kalmış senden
konuşup duruyorlar dillerince aralarında
o köhne yere vururlar dozeri yakında
taş üstüne taş mı kaldı dünyada
sen de yok olursun böyle
dönme, yolun yeniden düşmesin bu tarafa
poyraza dönüp, çevrilmezse rüzgarın yönü
düşmeyecek kucağımdan mutlu yarın hayali
farklı dudağımdaki ezgi
sen kıymetini bilemedin hiçbir şeyin
ne değişir, ne düşer üzerinden o ölü renk dumanlı gri
sevsen de bir gün, ben seni yine yol korkağı bileceğim
tuz bas sendeki sevmek korkusuna / susarsın, iyi gelir belki
ağaç dallarından yoksunsa, gövdesi ne işe yarar ki
Hâdiye Kaptan
Conficius