1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1726
Okunma

Yoksul bir kenar mahallenin ilkokulunda okurduk
Biriken şiirlerimizi…
Yoksunluğumuz duvarlarımıza Alçı tebeşirle yazılı
Kara tahtalarda okunan, konuşanlar listesindeydi…
Yoksunluğumuz masrafsızdı,
Yoksunluğumuz kredi kartına taksitleydi…
Władysław Szpilman’nın piyanosundan dökülürdü ibret verici kaçışlarımız
Piyanistin parmak uçları kadar Tali hasarlıydı tüm sevişmelerimiz
T.C’nin Jeanne d’Arc’larına yakalanırdık,
Ele verirdik gözlerimizi
Gözlerimiz ellerimizde yasak bir yayın gibi dururken.
Alkol ve tütün kokusu yükselirdi devletin tekel fabrikasında
Tekel işçileri grevde,
Toplu iş sözleşmeleri askıda,
Ekonomik kriz kapımızda
Ve tüm bunlar ikimizden aş’şa,/ Kasımpaşalıydı başkan…
Koridor yanı Uzun yolculuklar yapardık
Süresi Onbeşgünden fazla olan
Kuvvetle ihtilale maruz kalmış karadeniz’in dem vuran çayında iner uzun yürüyüşler yapardık
Alkol oranlarımızdan çalar
Bir duble daha demek için./ yaraşırdık birbirimize…
Her şey Bir film hilesi gibiydi
Dört yerinden makaslanan
Montajlanmış, Kesilmişti tüm sevişme sahnelerimiz
Bir orkestra şefiyle yönetiliyordu,
Çalınıyordu ellerimizden… Bu hayat
Ve biz farkında değildik
Filarmoni orkestrasının o büyülü melankolisinden…
14/05/2010- 10:22
5.0
100% (1)