5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3109
Okunma

Uykusuz gecelerin ayrılık saatlerinde önce zaman girdi göz bebeklerimize,
gizli bir hüzne uykusuz suskunluğum
efsunlanan rüyalarda
sensizlikten kör bakıyor gözlerim
bense kimsenin anlamadığı bir dilde çığlıklar atıyorum
bense öksüz cümlelerin ateşine düşüyorum
bir iç geçiriyorum
bir içiyorum
bir içip
bir iç daha
ben kendimden geçiyorum
sen üzerine düşüyorsun ömrümün
acizliğime boyanıp kendime susuyorum
dayanacak cılız bir aydınlık arıyorum eksikliğime
elimde bir sigara ve başımda bir karış duman
zemheri kesiği dudaklarımdan
kan sızıyor,
kanımı al ve sür ruhumu teslim ettiğim aşkımın iki kaşının arasına
özlemimdir isminin zikrinden kalan sızısı
kıyamettir lugatımda özlemin
varlığınla doluyken her yerim, sensizliğini yaşıyor ellerim
saatlerin şımarık zamanlarında
içten içten mırıldanır kalemim,
tenimi teninin altına serip
kilitleyip gidiyorum bir mısrada kendimi
hep bir satır soğuk
sensizlikten aslında,
sensiz ellerimde çalıların elleri ve çizilmiş kan sureti
dilimde gel gitleri zamanın
türkçesi med cezir hali
aslında mevzu
türkçe görmek
fakat sevebilmektir seni her dilden
peki ya
sessizliği sevebilmek en derinden
yada bir kemanı en ince telinden
aklıma takıldı bir anda
şimdi bu çalan keman ağlar ya,
şiir de ağlarmı be usta?
şimdi bu mum yanar ya,
şiirde yanar mı?
Cevap yok mu?
şiirde ağlar be usta hasret kaçınca gözüne adamın
şiirde yanar kalbine özlem düşünce adamın
o zaman ağlayacak bu şiir
yüreğimin kanaması en güçlü yerinden esecek hasret
gözlerimin kenarında biriktirdiğim varlığına
gözlerimden sağanak sağanak yağacak şiirlerim
nerdenn nereye geldim yine
başlamadan önce
bir şarkının matemini tutmuştum oysa
göz yaşım yapıştı sonra
sonra
bu satır
ve tüm satırların sessiz harfleri içinde
bir bekleyiş
bu arada
kapı önlerindeki saksıların altına sakladım sessizce bekleyişlerimi
yerini bilip içeri kapıyı çalmadan girersin diye...
5.0
100% (8)