Ağlasam duvarlara ve aynalara baksam,
Kaf dağının ardından yeşil vadilere aksam,
Çayırlarda otlayan hayvanları anlasam,
Hakikatlere el açan tefekküre uzansam.
Göçmen kuşlarının teleğine takılsam,
Özgürce umut yolculuğuna açılsam,
Kuş bakışı dağlara sevgiyle uçsam,
Dünyadaki hayâsızlıklardan kaçsam,
Gönüllere iyilik tohumları saçsam.
Yazın gönülleri serinleten yüksek dağlara,
Baharın çadır kursam gözü yaşlı bağlara.
Hüzünlü sonbaharın sararmış yaprağı olsam,
Aşk ateşini yakan sevgilimin kalbinde solsam.
İlahi nura uçan turna katerine katılsam,
Dünyayı bırakıp aşk zindanına atılsam.
Kışları ılıman okyanus ötesine uçsam,
Kar taneleri gibi inceden inceden yağsam,
Sevgiye susamış gönüllere ağsam…
Kalplerine aşk ateşi düşmüş insanları,
Ah! Sevgimle bir dem serinletebilsem.
Ağlayan gönülleri bir dem güldürebilsem.
Çocukların yüreğinde çiğdem olup açsam,
Hak ve adalet zincirlerine tutunsam,
Sevgi yüklü bulutlara özgürce uçsam.
Kar, suyunu toprağa yavaş yavaş verse,
Sular çatlamış dudaklara yavaş yavaş inse,
Susamış gönüller suyunu kana kana içse,
Dünya Müslümanları ah bir kardeş olsa!
Heybemiz hak, adalet meyvesiyle dolsa,
Size, hayat ne güzeldi, ne güzeldi derdim,
Yaşamak için işte o an her şeyimi verirdim…

02.03.2008
Akdağmadeni