Gözlerinden ürkek bir kuş uçtu,
Kondu kalbimin dalına,

Bu cümleler çok değişik ve çok güzel. Kuşun ürkekliği sahibinin utangaçlığından olsa gerek. Çok severim bu tarz anlatımları.

Çiçek açtı birden gönlüm,
Döndü cennet bahçesine,
İzinsizce giriver,
Gezin, salına salına.

Cennet bahçesine dönmüş gönül bu ürkek kuşun yüreğe varması ile. Gönül kapıları açılmış ardına kadar, sunulmuş çekingen yare.
Sevdan, yıldızlar kadar uzak,
İstesem de ulaşamam,
Kahrolası şu gönlüme ,
Ne çare zincir vuramam.

Ulaşılması zor bir sevda bu, belki de bu yüzden bu denli büyük. Ne çare ki gönül akmış, bu nazlı güzele.

Deniz kadar sonsuz gözlerin,
Bulutlar kadar yumuşak dokunuşun,
Ama imkansız,
Benim oluşun,
Uzaksın dibimdeyken,
Manadır varoluşun…

Denizler taşınmış aşk duyulan gözlere. Sonsuz kadar sınırsız derinliği. Hayali dokunuş bu belli ki bulutlarla yarışır. Çok yakın elleri de, o ellere dokunmak yanmak belki de. Varlığı utangaç yarin, yanıp tutuşan gönül için, var olma sebebi.

Hoşsun ,
Hoşça kal,
Görüşürüz , belki rüyalarımızda…

Hoş bir can, sevda duyulan. Hoşçakal derken şair, binlerce merhabayla şahlanmış. Buluşma rüyalara saklamış. En güzel aşklar yaşanır düş gezilerinde. Fakat hiç belli olmaz, imkansız gibi görünen güzellikler belki yaşanır günün birinde.
Hoşçakallar dönsün, merhaba yoluna. Sevgi yolları açılsın mucize diyarlarına.
Tüm gönüller, içlerinde yaşattıkları sevdalara ulaşır umarım. Aşk acıları çıkmaz boşa. Olgunlaşan yüreklere sıcak eller dokunur. Nerden baktığı çok önemli insanın. Ben imkansız bir aşk gibi bakmadım bu aşka. Yetreki yeterince istesin insan, destan yazar dağlara. Mutlu sevgiler dilerim. Selam ve saygılarımla