9
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1136
Okunma

Siyah gecelerde
Adsız bir iklimin
Zamansızlığında kıvranıyorum
Soluğumu keserken
Karanlığın ahıyla yaktığım rüyalar
Bir baharın ellerinin silinen elemleriydi
Rengim.
Halen beklerken can yokuşlarımda seni
Vazgeçtim
Kaybedişlerden dönüyorum
Sar gökyüzü ruhumu yollar boyunca
Yetmez artık
Kerpiç duvarlara çarptığım düşlerim
Buzdan kristal levhalar dizerim
şehirlerin caddelerine
güneşin alevinde yok olsada hücrelerim
hepsi yorgun avuçlarımın tetikleri
erir gider gölgelerdeki varlıksızlıkları
Ezelden beri bereketli ovaları besleyen
Bir bulut tutar katmerleşen ellerimi
Dervişlerin çizdiği şeffaflığın yemininde sıralanmış
Yağmur sevdaları dökülür yanık hisleriyle
Islanıyorum
Ayak seslerimde yankılanıyor kalbindeki gözlerim
Uzat ellerini beyaz kefen gibi
Sonsuzluk biçilmiş kıyılarda
Büyütüyorken kirpiklerimde bereketli hüzün bozkırlarını
Senden vazgeçemedim
Dönüşüm gidişimin ertesiydi
Mor sandıkta yeşeren düşlerimin
Buz mavisi duvarlarının fısıltısına
5.0
100% (7)