18
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1573
Okunma
Avuçlarken bir avuç toprağı, nasırlı elleriyle
parmak aralarından dökülüverir
Güneşin çoraklaştırdığı toprak
Başaklar daha boy vermeden
Uçları çoktan kırılmış, susuzluktan
Ve son umudunun da, böylece yittiğini
gözlerinden dökülen yaşlar dile getirir Memed’in.
Oysa tohumları, ne hayallerle
ekmişti toprağa.
Hasat zamanı geldiğinde
çocuklara yeni kıyafetler almak,
hanım’a da yeni bir fistan almayı,
ve kendine de tarlada eskittiği çarığın yerine
yeni bir kundura almayı da, ne çok hayaletmişti kimbilir.
Şimdi tek varlığı olan, baba yadigarı tarlayı, yok pahasına kaybedecek
Tefeciden aldığı borca karşılık
Umut etmekten, başka da çaresi kalmadı Memed’in, umutsuzluktan.
Şimdi sabrın sınırları biraz daha zorlanıyor
Umutlar birer birer tükendikçe
Şartlar yokluğu dayatırken, zalimce
Yeniden umutlanmak, ne fayda sağlar ki ?
Rüzgar geride kalan, son umut kırıntılarını çoktan süpürmüş oysa .
Oysa ki ! şükretmek nede kolay
Varlık içinde boğulana
Birileri yokluk içinde sınanırken, bir ömür.
Anlayamasın, umutsuzluğun hangi renge çaldığını.
Tarlanın ortasında ellerini başının üzerinde birleştirerek
Umutsuzluğun resmini andırır bir vaziyette
Düşüverir toprağın yüzsürülmez kuraklığına
Son çığlığınıda bırakarak rüzgara.
5.0
100% (12)